Saç ve Cilt Güneşten Neden Korunmalıdır?
Yaz aylarının yaklaştığı bu güzel ilkbahar günlerinde hasretini çektiğimiz sıcak ve güneşli havalar içimizi de dışımızı da ısıtmaya başladı. Cildimizi güneşin UV ışınlarından, kumun korozif etkilerinden, havuzun klorundan, denizin tuzlu suyundan korumayı ihmal etmiyoruz. Peki ya saçlarımızı?
Saçlarımız da en az cildimiz kadar güneşin olumsuz etkilerine maruz kalırlar. Tek farkları onlar kavrulurken canımızın yanmamasıdır. Güneş aynı zamanda saçlarımızı saman gibi gözenekli ve kuru bir duruma çok hızlı getirebilir.
Birçoğunuz güneşten koruyucu, güneş sonrası, besleyici, onarıcı gibi birçok kozmetik ürüne (süt, yağ, maske, krem vb.) başvurabiliyorsunuz.
Biliyorsunuz ki UV ışınlarının bazı tipleri cildin derin katmanlarına ulaşabildiği için zararlı olabiliyor.
Bu ışınların bir türü olan Ultraviyole A (UVA) cildin üst katmanlarında bulunan melanin adlı pigmenti aktive ederek cildin geçici ve hızlı olarak renk değiştirmesini ve bronzlaşmasını sağlar. Bu etki çok kısa sürelidir. Bununla birlikte UVA cildin alt katmanlarına ulaşarak bu bölgedeki bağ dokusu ve kılcal damarlar üzerine etkisiyle cildin elastikiyetini kaybetmesine ve kırışmasına yol açar.
Yani bir bakıma UVA ışınına aşırı maruz kalmakla cildimizin yaşlanması hızlanır. Bazı araştırmalar cilt kanseri oluşumunda aşırı UVA'nın bir etkisi olabileceğini şiddetle düşündürtmektedir. Kesin olan bu ışınların cildin oksidatif stresini arttırdığıdır.
UVB ışınları ise birkaç gün içinde ciltteki melanin üretimini hızlandırarak koyu renkli pigmentlerin yoğunluğunu arttırır. Bu türden bronzluk nispeten daha uzun sürer. UVB aynı zamanda hücreleri uyararak daha kalın bir epidermis üretmelerini sağlar. Bir başka deyişle, UVB derinin kalınlaşması ve koyulaşmasını sağlayarak UVA'ya karşı doğal bir koruma mekanizması geliştirir. Doğanın dengesinin ne kadar kusursuz olduğu buradan da anlaşılabilir: aslında çözümün kendisi sorunun içindedir.
Her şeyin fazlasının zarar olduğu gibi UVB ışınlarının aşırısı da güneş yanıklarına neden olur ve her ne kadar tam olarak mekanizması anlaşılmamış olsa da ileri zamanlarda kanser olasılığını arttırdığı düşünülmektedir.
Güneşten koruyucu ürünlerin üzerinde SPF (Sun Protection Factor) yani Güneş Koruma Faktörü numarası bulunur. Bu numara söz konusu ürünün cilt eritema yani güneş çarpması olmadan kalınacak süreyi ne ölçüde uzattığını gösterir. Örneğin SPF 5, cildinizin normalde aldığı güneş çarpması süresinin 5 kat daha uzun bir güneş banyosu sağlar demektir.
Elbette güneş ışınlarından etkilenme kişilerin genetik ve fizyolojik yapılarına göre farklılıklar gösterir. Bilim insanları cilt tiplerini 5 kategori altında toplamışlardır:
1. Tip cilt: Çok açık ve hassas bir özelliktedir. Kolayca yanar ve bronzlaşmazlar. Bebekler de bu kategoride bulunurlar. Eritema süresi bu tipteki ciltlerde 10 dakikadan azdır.
2. Tip cilt: Açık ve hassas bir özelliktedir. Kolayca yanarlar ve çok az bronzlaşırlar. Eritema süresi en fazla 15 dakikadır.
3. Tip cilt: Buğday renkli ve normal özelliktedir. Az yanarlar ve zamanla bronzlaşırlar. Korunmasız olarak eritemaya yakalanma süreleri maksimum 20 dakikadır.
4. Tip cilt: Esmer ve hassas olmayan özelliktedir. Çok az yanarlar ve kolay bronzlaşırlar. Korunmasız olarak eritemaya yakalanma süreleri maksimum 30 dakikadır
5. Tip cilt: Siyah veya siyaha yakın renkli ve dayanıklı özelliktedir. Yanmazlar. Güneşte kalma süreleri uzundur fakat cilt kanseri riski bu cilt tipi için de geçerlidir.
Pekiyi kullanacağınız güneş kreminin SPF numarasını neye göre seçeceksiniz?
Formülümüz şöyledir: SPF numarası = güneşte kalma süresi / korunmasız güneşte kalınabilecek süre x 1.33
Örnek vermek gerekirse 3. tipteki ve güneşte iki saat kalmayı planlayan kişi 120 bölü 20 çarpı 1.33 = 8 SPF özellikli bir koruyucu kullanmalıdır.
UVA ve UVB'nin saç üzerindeki etkileri de ciltten farklı değildir. Yaz aylarında, güneş ışınlarının cilt ve saçımıza dik açıyla gelmeye başladığı günlerde özellikle boyalı saçlar UVA ve B'den doğal saçlara göre daha çok etkilenirler. Saç renginin akması ve değişmesinin önüne geçmek için özel arındırıcı ve koruyucu ürünler kullanmak zarurîdir.
Güneşe çıkmadan önce saçlarınıza piyasada kolaylıkla bulabileceğiniz ultraviyole filtresi içeren koruyucu bir yağ veya sprey uyguladıktan sonra sahilde ise yağsız, yapışkan olmayan ve yumuşak dokulu bir ürünü 2 saatte bir kullanabilirsiniz. Saf Hindistan cevizi yağının bu işlemlerin ikisi için de kullanılabilen doğal bir çözüm olduğunu hatırlatalım. Kuru saçlar için ise yağlı bir ürün tercih edebilirsiniz.
Gün sonunda saçlarınızdaki klor ve tuzu arındırmak için haftada iki kez besleyici ve ultra hafif onarıcı bir şampuanla yıkayıp muhakkak bir bakım kremi uygulayınız. Bakım kremini saçınızda 3-5 dakika bekletmeyi unutmayın. Bunun dışında ne çok sıcak ne de çok soğuk olmayan bir suyla duş alabilirsiniz.
Bunların yanı sıra haftada bir kez saçınızın güneşten en çok etkilenen boy ve uçlarına bir bakım maskesi uygulamanızda yarar vardır. Maskenin etkisini arttırmak istiyorsanız ürün uygulanmış saçlarınızı sıcak bir maske ile bir süre örtün.
Ekstra bir tavsiye ister misiniz?
Saçlarınızı ve cildinizi güneşten korumak için beslenme alışkanlıklarınızı da değiştirebilirsiniz. Taze balık, sebze ve turuncu meyveler (karoten içerir), kayısı, kavun, havuç, şeftali ve biber saçınıza güç verirken cildinizdeki melaninin telafi edilmesini kolaylaştırırlar.
Son olarak cildinizi ve saçlarınızı en etkin şekilde güneşten korumak istiyorsanız muhakkak şapka takın ve uzun süre güneşe maruz kalmak yerine gölgeyi tercih edin.
Kendinize iyi davranın.